Tecrübelerimizden ve gözlemlerimizden oluşan bu makalemizle, öğrenci arkadaşlarımıza faydalı olmak umuduyla ipuçları ve tavsiyelerimize başlayalım.
1- Öğrencilik hayatınızın kıymetini bilin.
Türk Dil Kurumunda “Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse” olarak geçen “Öğrenci” kelimesini “Öğrenen kişi” olarak kısaca tanımlamak doğru olur. Yani okul hayatınızda asli işiniz öğrenmek. O zaman önce asli vazifenizi yani öğrenme eylemini layıkıyla gerçekleştirmeniz beklenir. Hayır hiç bir ders zor değil! Onu zorlaştıran müfredat, hocalar ya da sizsiniz. Bahane değil, çözüm üretin. Başka kaynaklardan faydalanın ya da farklı çalışma modelleri deneyin ama ÖĞRENİN…Çünkü mezun olup diplomanızı elinize aldığınızda sizin okulda verilen eğitimleri aldığınız yani öğrendiğiniz varsayılacaktır. Sadece tecrübesiz olarak görüleceksiniz.
Unutmayın; ilk iş yeriniz öğrenme mekanı değil, okulda öğrendiklerinizi uygulama ve üzerine tecrübe katma yeridir!
2- Ne bilip, bilmediğinizi iyi bilin.
Bir çok zorluklardan sonra okulu bitirdiniz. Tebrikler. Hatta “Mühendis” unvanınız olsun, ne mutlu. Size bir iyi bir de kötü haberimiz var o zaman. Eğer yazılım alanında iş arıyorsanız özel sektördeki firmaların yaklaşık %80’i için diplomanız bir şey ifade etmeyecektir. İyi haber ise kalan %20’lik firmalarda iş bulma imkanınız olursa onlarda ne bildiğinize bakmadan işe alacak ve size iyi maaş, çok az bilgi ve tecrübe verecektir.
Amacınız mesleğinizde iyi bir seviyeye gelmekse, önce ne bilip bilmediğinizi iyi bilmelisiniz. Kimse sizden her şeyi bilmenizi beklemiyor zaten. Ama bilmediklerinizi bilirseniz onları öğrenmek için çaba sarf edebilirsiniz. Onun için unvan veya diploma ile övünmek yerine bildiklerinizle övünmek için daha çok şey öğrenmeye bakın.
3- Blog tutun.
“Söz uçar, yazı kalır” diye boşuna dememişler. Her ne öğrendiyseniz, küçümsemeden bunu blogunuzda yazın. Hem başkalarına faydanız olur hem de bir gün dönüp, kendiniz bakar ve faydalanırsınız. Ayrıca “hiç blog tutan kötü olur mu?” tarzında bir bakış açısı da vardır (tembel olmaz, umursamaz değildir, bencil değildir anlamında). İş arayışınız başladığında CV’nize blogunuzu eklemeniz artı puan olacaktır. Emin olun sizi işe alma konusunda ciddi olan her insan kaynağı uzmanı ya da yönetici blogunuza bir kaç dakikalığına da olsa göz atacaktır.
“Öğrenciyiz, domain – hosting paramız yok ki” demeyin. Blogspot.com veya WordPress.com dan ücretsiz edinebilirsiniz.
4- Alanınızı, hedefinizi belirleyin.
Üniversite’nin daha ilk sınıfında hadi bilemedik ikinci sınıfında o da olmadı üçüncü sınıfında… Tamam tamam hemen bu gece alanınızı ve hedeflerinizi belirleyin. İyi de bunu nasıl yapacaksınız? Aslında çok basit bir yöntemi var. Bir ömür boyu sabah işe gitmek için yatağınızdan hevesle sizi kaldıracak olan iş, sizin için doğru alandır.
Diyelim ki Bilgisayar Mühendisliği okuyorsunuz ve yazılım alanında ilerlemek istiyorsunuz. Bu noktada yumurta-tavuk sorusu geldi değil mi aklınıza. Hangi dil / teknoloji? Bunun da cevabı çok basit. Diyelim ki web projeleri mi geliştirmeye karar verdiniz hedef olarak. Hangi dil veya teknolojide kendinizi rahat hissedip, hızlı ilerliyorsanız o dil sizin için doğru dildir. Sonuçta hepsi araçtır. Asıl olan algoritma ve analitik düşünmedir. Bir dili iyi bilen, başka dilleri de rahatlıkla öğrenebilir. Sonuçta hepsinde “for” aynı “for”, “if” aynı “if” değil mi?
Şunu da belirtmek lazım. İlla yazılımcı olacaksınız diye bir şart yok. Kod yazmak aşk işi, heves işi, azim işi. Bunlar yeterince olmayabilir. O zaman kendi yeteneklerinizin farkına varmalısınız. Örneğin iyi bir Satış Mühendisi (Yazılım / Donanım satan) olabilirsiniz. Bunu siz bileceksiniz.
5- Proje geliştirin ve yayınlayın.
Öğrenirken yani öğrenci iken eğer yazılım alanında kariyer hedefi çizdiyseniz mutlaka proje yapın. Ne yaptığınızın fazla bir önemi yok. Önemli olan küçük küçük projeler bile olsa global kod standartlarına uygun yazmış olmanız. Kod yazmadan yazılımcı olmak sizce mümkün mü? Ya da şöyle de sorabiliriz, hiç kod yazmayanı coder olarak siz işe alır mıydınız? O zaman kod yazın ve bu projeleri github gibi, kendi blogunuz gibi bir yerlerde yayınlayın. CV’nizde bu adresler de yer alsın ki, öğrenci iken öğrenmeye çalıştığınızı herkes görsün.
6- Hedeflediğiniz alanda faaliyet gösteren şirketleri belirleyin.
Hedefinizi belirlediniz, sıra bu alanda bulunan şirketleri belirleyin. Peki hangi şirketin hangi teknolojileri kullandığını nasıl bileceksiniz? Bu da basit. Önce Google’a soralım bakalım bize yardımı dokunacak mı? Örneğin mobil projeler geliştiren şirketleri arayacaksınız. Arama çubuğuna “mobil uygulama geliştirme hizmeti” yazmanız size yardımcı olacaktır. İkinci istihbaratı kariyer sitelerinden alabilirsiniz. İş ilanlarında istedikleri teknolojiler, kullandıkları teknolojilerdir.
7- Şirket içinden referans her zaman işe yarar.
Alanınızı, hedefinizi ve potansiyel çalışma yerlerinizi (şirketleri) belirlediniz. O zaman sıradaki adım, bir Türkiye gerçeği olan içeriden referans bulmaya geldi. Hedef şirketlerde çalışanları tespit ediniz. Bunun için şirketin sitesinde “ekibimiz” gibi bir sayfa var mı ona bakın. Linkedin’den şirket sayfasına girin, orada çalıştığını beyan etmiş kişileri görün. Google ve sosyal medyadan tarama yapın. O şirketlerde çalışanlarda sanal da olsa arkadaş olun ve iyi ilişkiler kurun. Hemen CV yollayıp da işi berbat etmeyin. Biraz “Sosyal Mühendisliğin” kimseye zararı dokunmaz. Doğru zamanda doğru kişiye CV’nizi şirketteki ilgili kişiye (insan kaynakları) ulaştırarak, sizi tavsiye etmesini rica edin. Çalışanlarca tavsiye edilen CV’ler her zaman +1 önde başlar mücadeleye.
Eğer bunları yapamadıysanız o şirketlerin mail adreslerine (info@…, bilgi@…, ik@…, insankaynaklari@… gibi) Güzel bir önyazı ile CV’nizi mail atabilirsiniz.
8- Sosyal Medyayı doğru kullanın.
Artık bir çok firma iş görüşmesine çağırmayı düşündüğü kişinin sosyal medya hesaplarına bakıyor. Sosyal medyada var olmamak da doğru değil. Bir bilişimci hele ki iş arayan bir bilişimci sosyal medyada olmalı. Ama doğru kullanmalı. Doğru derken asla olmadığınız biri gibi profil çizmeyin. Aslında olay şu, siz hiç bilmediğiniz kişiyi işe alır mısınız? Almazsınız. Bir işe alımcı hakkınızda ne kadar çok bilgi edinirse sizi mülakata çağırma ihtimali o kadar artar. Tabi doğru bir izlenim bırakırsanız. Sosyal Medyayı doğru kullanın.
9- Daha çok para yerine, daha çok bilgi ve tecrübe kazanabileceğiniz şirketi tercih edin.
İlk iş yeriniz önemlidir. Bazı arkadaşlar büyük ve ismi olan şirketleri tercih etmek isteyebilir. Aslında bu madde belirlemiş olduğunuz alanınız / hedefinizle alakalı biraz da. Şayet bilgi ve uzmanlık konusunda büyük hedefleriniz yoksa, kurumsallık adına kurum bağlamış büyük firmaları tercih edebilirisiniz elbette. Bu sizi muhtemelen köreltecektir. Yok eğer bilgiye aç iseniz, ilk 3 yıl küçük ve startup kültürü olan firmaları tercih edebilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta, o firmadaki Uzman Yazılımcı / Yönetici size emek vererek, değer katacak mı? Aksi halde bu da yanlış seçim olabilir.
Hem Mühendis diplomanızla övünüp, hem de PL/SQL de BUG çözerseniz kendinizle çelişmiş olmaz mısınız? Mühendislik yapabileceğiniz firma veya proje bulmaya çalışın.
10- Bulunmaz Hint kumaşı değilsiniz.
Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Hiç bir zaman da vazgeçilmez olmayacaksınız. Kendi kurduğu firmadan kovulan CEO’lar gelsin aklınıza. İş hayatı acımasızdır ve şirkete / projeye / ekibe zarar verecek kişilerin gözünün yaşına bakmaz. Onun için çalıştığınız yere değer katmak ve kendinizi daha çok yetiştirmek olmalı tek derdiniz.
Bir önemli husus da rakiplerinizin oldukça fazla olması. Sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da değil. Bilişim alanında Türkiye’de iş arayan ve bazı sebeplerden dolayı tercih de edilen, üstelik her geçen gün sayıları artan bir çok yabancı uyruklu rakibiniz var.
12- Sadakatli ve dürüst olun.
Hani haklı olarak şikayet ediyorsunuz ya, yeni mezunlara kimse iş vermiyor diye. herkes yetişmiş adam arıyor diye. Evet haklısınız. Ancak madalyonun diğer tarafında önceki yıllarda edinilmiş işveren tecrübeleri var. Bunların başında vefasızlık geliyor. Yetiştirmek üzere alınan arkadaşlar tam verimli olmaya başlayacağında birkaç yüz lira için kendisini yetiştirmeye çalışan firmayı yüz üstü bıraktı. Bu firmalarda artık yetiştirmek için emek ve zaman harcamaktan vazgeçme kararı aldılar. Doğru veya değil bunun fazla önemi yok. Önemli olan herkesin birlerini mecburen yetiştirmek zorunda olması gerçeğidir. O zaman kendinize şunu sorun, siz yetiştirmeye değer biri misiniz? Evet öyle iseniz bunu karşı tarafa göstermeniz, sadakatli ve dürüst olmanız gerekiyor.
13- Aç olmak zorundasınız.
Hayır karnınızı kastetmiyoruz. Peki o zaman ne açlığı bu? İzleyin, anlayacaksınız.
14- Nasıl ki arabayı ehliyet kullanmıyorsa, kodları da diploma yazmıyor!
Biz hiç klavyenin üstüne diploma koyup da bir süre sonra projeyi teslim eden duymadık. Siz duydunuz mu? Evet diploma önemlidir. Sizin o alanda öğrenim gördüğünüzün ve sektördeki her türlü projenin üstesinden gelebileceğinizin (öyle olmalı) ispatıdır. Ancak özel sektör günün sonunda işe bakar. O iş zamanında ve olması gerektiği gibi yapılmış mı? Üniversitede 4 yılda öğrendiğinin iki katını çekirdekten yetişen ve özel sektörde çalışmaya başlayan bir kişinin bir kaç yılda fazlasını öğrendiğini de ayrı bir acı gerçek. Bir çok başarılı ünlü bilişimci okulu bırakmış diye de sakın okulunuzu bırakmayın. Şu an sizin yerinizde olmak isteyen milyonlarca genç var Dünya’da. Okulunuzu bitirin ama asla böbürlenmeyin.
Bununla beraber ne acı ki sadece diplomanız için size çok iyi maaşlar veren şirketler de var. Nedeni ise daha acı. Sizin maaşınızın tamamını ya da büyük kısmını 3rd kurumlara (KOSGEB, TÜBİTAK, Büyük Kurumsal Müşteriler…) fatura ederek çıkartıyorlar. Sizden de iş anlamında pek fazla bir şey beklemiyorlar. Gerektiğinde konu mankeni olmanız onlar için yeterli. Pardon siz Mühendis miydiniz, yoksa Manken mi?
15- BTOS Bilişim’e CV göndermek
Sektöre değer katmak ve fayda sağlamak için her zaman var gücümüzle çaba sarf etmeye devam edeceğiz. Geleceğimiz olan yeni mezun arkadaşlarımıza da yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Kendinize dürüstçe şu soruyu sorun: “Ben iş veren olsam kendimi işe alır mıydım?” Cevabınız Evet ise, CV’lerinizi, beklenti ve tercihlerinizle birlikte CV GÖNDER sayfamızdan bekliyoruz.
CV’nizi göndermeden önce şu yazıyı okuyunuz :Etkili CV (Özgeçmiş) Nasıl Hazırlanır?
İPİN UÇLARI
Kariyer sitelerinden başvuru yaparken mutlaka o şirkete ve pozisyona uygun ÖNYAZI yazın. Yazın ki sizi çağırması için bir sebep verin.
Kariyer siteleri üzerinden asla bir şirketin birden fazla ilanına aynı anda başvurmayın. Eğer her ilana başvurursanız “ne iş olsa yaparım abi” imajı vermiş olursunuz.
Kariyer sitelerindeki Superman ilanlarına aldırmayın. Başvurunuza geri dönmediler diye de üzülmeyin. Çünkü bu ilanların bir çoğu fake (sahte) ilanlar. Aslında öyle biri yok veya öyle boş bir pozisyon yok. Reklam amaçlı çıkılmış ilanlardır.
İş aramak ciddi bir iştir. O zaman işinizi ciddiye alın. Gerek CV’niz ile gerekse mülakattaki duruşunuz ve tutumunuzla. Siz ciddiyetsizce iş arayan birini işe alır mıydınız?
Başarının 101 yolu yok! Sadece 1 yolu var. O da çok ama daha çok çalışmak.
Kariyerinizde başarılar dileriz. Saygı ve sevgilerimizle….
Kaynak: Savaş DOĞAN